WHATSAP İLETİŞİM
19 Mayıs

20 Mayıs Dünya Arı Günü: Yaşamı Taşıyan Kanatlar Tehlikede

Ekonomi Sektör Fuar (HM) - Haber Merkezi | 20.05.2025 - 15:56, Güncelleme: 20.05.2025 - 15:56
 

20 Mayıs Dünya Arı Günü: Yaşamı Taşıyan Kanatlar Tehlikede

Arıların yaşamı tehlike altında. Tarım ilaçları, şehirleşme ve iklim krizi, doğanın sessiz kahramanlarını yok oluşa sürüklüyor. Peki çözüm ne?
HABER MERKEZİ / 20 Mayıs, BM tarafından Dünya Arı Günü ilan edildi. Arılar sadece bal üreticisi değil, doğadaki tozlaşmanın da başrol oyuncusu. Ancak tarım ilaçları, şehirleşme ve iklim değişikliği nedeniyle koloni kayıpları artıyor. İzmir ve Karşıyaka'da da doğal alanların azalması, yerel arıcılık ve biyolojik dengeyi tehdit ediyor. Uzmanlar, arı dostu çevre düzenlemeleriyle bireysel duyarlılığı artırmanın önemine dikkat çekiyor. Tozlaşmanın Sessiz Kahramanları: Arılar Birleşmiş Milletler (BM) tarafından ilan edilen Dünya Arı Günü, her yıl 20 Mayıs’ta dünya genelinde çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Günün amacı, ekosistemin sürdürülebilirliği ve gıda güvenliği açısından yaşamsal rol üstlenen arılara yönelik farkındalık yaratmak. BM Gıda ve Tarım Örgütü’ne (FAO) göre, dünyadaki tarım ürünlerinin yaklaşık yüzde 75’i tozlaşmaya, dolayısıyla arılara ve diğer polinatör türlerine bağlı. Tarihçesi Slovenya’ya, Mesajı Tüm Dünyaya Ait 20 Mayıs tarihi, 18. yüzyılda yaşamış Slovenyalı arıcılık öncüsü Anton Janša’nın doğum günü anısına seçildi. Modern arıcılık tekniklerinin temellerini atan Janša, arıların doğadaki dengeyi sağlayan hayati varlıklar olduğunu ilk bilimsel olarak dile getiren isimlerden biri olarak kabul ediliyor. Dünya Arı Günü, ilk kez 2018 yılında kutlanmaya başlandı. O tarihten bu yana artan koloni kayıpları ve iklim krizinin etkileriyle bu gün, sadece kutlama değil bir uyarı işlevi de görüyor. Tarım İlaçları, İklim Krizi ve Şehirleşme En Büyük Tehdit Arılar, sadece bal üreticisi değil; aynı zamanda bitkiler arasında tozlaşmayı sağlayarak doğanın sürekliliğini mümkün kılan canlılardır. Ancak arı popülasyonları, başta pestisit kullanımı olmak üzere çeşitli insan kaynaklı etkiler nedeniyle ciddi tehdit altında. FAO verilerine göre, Avrupa’da her yıl arı kolonilerinin yüzde 25 ila yüzde 30’u çeşitli nedenlerle yok oluyor. Türkiye’de de bu oran son yıllarda benzer seviyelere ulaşmış durumda. Özellikle tarımda bilinçsiz ilaçlama, monokültür uygulamaları ve betonlaşma, arıların yaşam alanlarını daraltıyor. İzmir’de Arıların Geleceği Riskte Ege Bölgesi, Türkiye’nin en önemli tarım ve arıcılık alanlarından biri olarak öne çıkıyor. İzmir’in Bergama, Tire, Ödemiş ve Kemalpaşa ilçelerinde aktif olarak sürdürülen arıcılık faaliyetleri, hem ekonomik hem ekolojik katkı sağlıyor. Ancak Karşıyaka gibi kentleşmenin yoğun olduğu bölgelerde, arıların besin kaynağı olan doğal bitki örtüsü her geçen yıl azalıyor. Uzmanlar, yerel yönetimlerin yeşil alan planlamasında “arı dostu bitkiler”e (lavanta, biberiye, kekik vb.) yer vermesi gerektiğini vurguluyor.  Öte yandan Uzmanlar tarafından arıların korunması için bireysel düzeyde atılabilecek adımların da büyük önem taşıdığına dikkat çekiliyor. Balkon ve bahçelere lavanta, kekik gibi arı dostu bitkilerin ekilmesi, bilinçsiz tarım ilaçlarının kullanımından kaçınılması, yerel üreticilerden doğal bal alınması ve çocuklara arıların önemi hakkında eğitim verilmesi, toplum genelinde arı bilincinin artmasına katkı sağlayacak etkili ve uygulanabilir adımlar arasında gösteriliyor.
Arıların yaşamı tehlike altında. Tarım ilaçları, şehirleşme ve iklim krizi, doğanın sessiz kahramanlarını yok oluşa sürüklüyor. Peki çözüm ne?

HABER MERKEZİ / 20 Mayıs, BM tarafından Dünya Arı Günü ilan edildi. Arılar sadece bal üreticisi değil, doğadaki tozlaşmanın da başrol oyuncusu. Ancak tarım ilaçları, şehirleşme ve iklim değişikliği nedeniyle koloni kayıpları artıyor. İzmir ve Karşıyaka'da da doğal alanların azalması, yerel arıcılık ve biyolojik dengeyi tehdit ediyor. Uzmanlar, arı dostu çevre düzenlemeleriyle bireysel duyarlılığı artırmanın önemine dikkat çekiyor.

Tozlaşmanın Sessiz Kahramanları: Arılar

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından ilan edilen Dünya Arı Günü, her yıl 20 Mayıs’ta dünya genelinde çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Günün amacı, ekosistemin sürdürülebilirliği ve gıda güvenliği açısından yaşamsal rol üstlenen arılara yönelik farkındalık yaratmak.

BM Gıda ve Tarım Örgütü’ne (FAO) göre, dünyadaki tarım ürünlerinin yaklaşık yüzde 75’i tozlaşmaya, dolayısıyla arılara ve diğer polinatör türlerine bağlı.

Tarihçesi Slovenya’ya, Mesajı Tüm Dünyaya Ait

20 Mayıs tarihi, 18. yüzyılda yaşamış Slovenyalı arıcılık öncüsü Anton Janša’nın doğum günü anısına seçildi. Modern arıcılık tekniklerinin temellerini atan Janša, arıların doğadaki dengeyi sağlayan hayati varlıklar olduğunu ilk bilimsel olarak dile getiren isimlerden biri olarak kabul ediliyor.

Dünya Arı Günü, ilk kez 2018 yılında kutlanmaya başlandı. O tarihten bu yana artan koloni kayıpları ve iklim krizinin etkileriyle bu gün, sadece kutlama değil bir uyarı işlevi de görüyor.

Tarım İlaçları, İklim Krizi ve Şehirleşme En Büyük Tehdit

Arılar, sadece bal üreticisi değil; aynı zamanda bitkiler arasında tozlaşmayı sağlayarak doğanın sürekliliğini mümkün kılan canlılardır. Ancak arı popülasyonları, başta pestisit kullanımı olmak üzere çeşitli insan kaynaklı etkiler nedeniyle ciddi tehdit altında.

FAO verilerine göre, Avrupa’da her yıl arı kolonilerinin yüzde 25 ila yüzde 30’u çeşitli nedenlerle yok oluyor. Türkiye’de de bu oran son yıllarda benzer seviyelere ulaşmış durumda. Özellikle tarımda bilinçsiz ilaçlama, monokültür uygulamaları ve betonlaşma, arıların yaşam alanlarını daraltıyor.

İzmir’de Arıların Geleceği Riskte

Ege Bölgesi, Türkiye’nin en önemli tarım ve arıcılık alanlarından biri olarak öne çıkıyor. İzmir’in Bergama, Tire, Ödemiş ve Kemalpaşa ilçelerinde aktif olarak sürdürülen arıcılık faaliyetleri, hem ekonomik hem ekolojik katkı sağlıyor.

Ancak Karşıyaka gibi kentleşmenin yoğun olduğu bölgelerde, arıların besin kaynağı olan doğal bitki örtüsü her geçen yıl azalıyor. Uzmanlar, yerel yönetimlerin yeşil alan planlamasında “arı dostu bitkiler”e (lavanta, biberiye, kekik vb.) yer vermesi gerektiğini vurguluyor. 

Öte yandan Uzmanlar tarafından arıların korunması için bireysel düzeyde atılabilecek adımların da büyük önem taşıdığına dikkat çekiliyor. Balkon ve bahçelere lavanta, kekik gibi arı dostu bitkilerin ekilmesi, bilinçsiz tarım ilaçlarının kullanımından kaçınılması, yerel üreticilerden doğal bal alınması ve çocuklara arıların önemi hakkında eğitim verilmesi, toplum genelinde arı bilincinin artmasına katkı sağlayacak etkili ve uygulanabilir adımlar arasında gösteriliyor.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karsiyakalim.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.